Kayıtlar

Ekim, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hayal kurmakta güzel

Bazen bu siktiğimin şehrinde ne işim var diye düşünüyorum. Ama sadece düşünmekle yetiniyorum gidecek başka yerim yok, çaresizim, bırakıp gidemeklerim var, yanına gitmek istediğim halde gidemediklerim var, gittiğimde dökülecek olan gözyaşları var, gittiğimde burada kalacak bir aklım var. Yani buradayım yine her zamanki gibi boktan yaşamıma devam ediyorum standart bir tavırla. Etraftakileri unutmak istiyorum bazen takıyorum kulaklıkları dünya ile ilişkim kesiliyor sadece hayallerimi yaşıyorum. Sevdiklerimi de alıp gidiyorum hayalimde. Sevdiklerim dediysem de 3-5 kişi öyle sürü değil zaten onlar yeter bana. Birde uzaklarda bir yerlerde başka bir "Şehir" var onuda alıp gidiyorum hayallerimde. İşte hayalperest olmak böyle bir şey yaşamak kadar boktan çünkü gerçekleştiremiyorsun anlatabiliyor muyum ? Elinde olan bir şey değil işte iradenin bir sınırı var ulaşamıyorsun hayallerine. Hani çokta güzel olurdu beraber uzaklara gitsem yanımda sevdiklerim olsa. Ha diyorsun ki şu an yanında

Olmadı cehenneme

Şimdi birini düşünün demiycem size. Çünkü sizin düşünemeyeceğiniz kadar farklı biri o. Bedeni kilometrelerce uzakta olup,kalan tüm varlığıyla yanımda olan bir adam. Yüzümdeki aptal gülümsemenin sebebi olandır o çoğu zaman. Sesini duyduğumda bile mutlu hissettiğim,onunla konuşurken aklımdan geçeni söyleyebildiğim birisi. ''Çişim var benim'' dediğimde ''git işe'' diyen , hastayken süratsız halimi çekebilecek kadar dayanıklı birisi.Onun nasıl birisi olduğunu bende ne kadar çözememiş olsamda küçücük beynimde kocaman karmaşalar oluşturuyor varlığı. Herkese saatlerce trip atarken,ona kıyamayıp 2 dakika bile trip atamam mesela.Sonuna kadar güvenirim,yapmam dediğini yapmaz bilirim,hissederim.Yalan konuşmaz,anlarım. Beni üzen insanları saatlerce ona anlatırım bıkmadan dinler. Avutmaya çalışır çoğu zaman. İçimdeki hislerin tercümanı olur bazende. Aklıma gelip söyleyemediklerim onun ağzından dökülür. Bazende odun olur,kızdırır.Çok sürmez bi espri yapar,güldürür

En Yakın Arkadaş

Şimdi birini düşünün, sizi sizden daha iyi anlıyor. Hah işte ben öyle birine sahibim, hiç kaybetmek istediğim bir şehir. Canın sıkıldığında dertlerin olduğunda seni en iyi anlayan biri, gerektiğinde bir anne gibi olan sizi düşünen biri. Hasta mı oldun ilaç gibi gelir. Derdin mi var deva gibi gelir. Böyle onla konuşurken çok rahatsınızdır istediğiniz gibi konuşursunuz. Şişko dersiniz çirkin dersiniz alınmaz o da sizle dalga geçer. Aynı kafayı yaşıyorsunuz içmeden sarhoş oluyorsunuz onla konuşurken. Konuşurken etrafta sizden başkası yok gibi ha bide gereksiz insanlar var. Bazen diyorum biz niye bu kadar uzaklarda yaşıyoruz. Arada bir sanki tekrar tanışıyormuş gibi yapıyorum ortaya çok fantezik şeyler çıkıyor. Konuşurken birbirimizi yanlış anlamıyoruz. Küfür ediyorum o kadar kızmıyor o da küfür ediyor bana. Sonra tabi ben doğal olarak kızıyorum ona. Bu aralar çok hasta çok suratsız çok somurtkan çok sümüklü bol sümüklü bol peçeteli bol kızarmışlı bol domatesli. Yani bol bol mallık barındı

Can neyindi ?

Can neyindi ? Can benim ilk güvendiğimdi, ilk okuldan kaçışım , ilk aşkı hissettiğim, ilk sokak başında karşılaşayım diye dua ettiğim , ilk anneme söylediğim yalanım , ilk terk edilişim , ilk ailemi karşıma alışım , ilk beklediğim , ilk mutluluğumdu. Canbenim neyim miydi? CAN BENİM KOSKOCA İKİ BUÇUK SENEMDI.

Her uyandığımda yanımda sen ol istedim

Sevgilin seni terk edip başkasıyla çıkmaya başlasa ona ne derdin? Mesela, Sen şimdi onun yanında uyuyorsun. Onun saçlarını okşuyor, onunla aynı bardaktan içiyorsun. Ona bakıp gülümsüyorsun, Onun elini tutuyorsun, Ona sarılıyorsun. Beraber kahvaltıda ediyorsunuz. En çok sevdiği ceketini giyiyorsun. Beraber bi aşk filmi almaya gidiyorsunuz. Sana kahveni o yapıyor. Film izlerken ' Bak kadın ne de çabuk alıştı adama, Benim sana alıştığım gibi..' diyorsun. Onun yanındayken yemek yemek istemiyorsun, Kahve istiyorsun ondan. Çikolatalı kahve. Saatlerce sarılıp televizyon izliyorsunuz, İzdivaç programlarıyla dalga geçip komedi filmlerinde kahkahalar atıyorsunuz. Korku filmlerinde o sarılıyor sana, Sen gülüyorsun. Onun bunu yapması hoşuna gidiyor aslında. Dışarı çıkarken onu sen giydiriyorsun. Kıskanıyorsun herkesten, Birinin ona bakıcağını düşünmen bile delirtiyor seni. Çıkıp birşeyler yiyorsunuz, Eve dönerken el ele yürüyorsunuz. Herkes imrenerek bakıyor size çünkü

Kıskanmak var kıskanamamak var

Her insan kıskanır, hatta çok kıskanır hatta aşırı kıskanır. Birde kıskandığını belli edemeyen vardır. Baskıcı bakışlar vardır üstünde kıskanırsan kavga ederiz gibi. Ondan o kişi için kıskanmak, içinde kopardığı fırtınadır. O kişi için kıskanmak, bir türlü söyleyemediği cümlelerdir. Kıskanıyorum seni diyememektir. O kişi içine dert edinir bunu. Ya bakın kızlar sevgilileriniz sizi kıskandığında onlarla kavga etmek yerine sakinleştirin. Sonra erkekler çok odun demeyi biliyorsunuz. Fark ettim de ilişkilerde kavga çıkaran taraf genelde kızlar oluyor. Neyse tamam üstüme gelmeyin. Saygılar...

Görüş ve Düşünceler

"Bak kadın, ben öyle rahat bir adam değilim konu sensen. Adımlarına dikkat edeceksin attığın her adımda bana ait olduğunu bileceksin. Öyle her erkekle muhabbetin olmayacak, olduklarını da ben tanıcam. Gözlerine benden başka kimse uzun uzun bakamaz. Kokunu kimse içine çekemez benden başka. Yani kısacası sen benimsin bunu anla. Ha diyorsan ki ben öyle şeylere gelemem, o zaman yapacaklarına karışamam." Evet okuyucular atarlı bir insanın düşündüklerini okudunuz. Kiminize saçma gelecek bu sahiplenme, kiminizin hoşuna gidecek. Farklı görüş ve düşünceleriniz olacak bunu söyleyen kişi hakkında, bazılarınız odun diyecek bu kişiye bazılarınız ise ne kadar romantik. Kısacası görüşleriniz sizin nasıl biri olduğunuzu anlatır. Şimdi bana da diyorsunuzdur ne saçmalıyor bu. Evet saçmaladım biraz farkındayım neyse iyi geceler, uykum geldi sanırım. Ha bu arada yayını sonlandırmadan söylemek istediğim birkaç cümle var. Ne olursanız olun karşınızdaki kişiyi anlamadan onu yargılamayın. Çünkü bu s

Nefret,sen...

Şimdi nefret ediyorum ben senden. Her aklıma geldiğinde kusmamak için zor tutuyorum kendimi.''Adamın dibisin sen'' derdim sana sürekli. Bunu hatırlayıp ağlıyorum bazen. Bazende piçliklerinin üstünü örttüğümü. Nasıl bir şerefsiz olduğunu görmemezlikten gelip sana sarıldığıma yanıyorum. Nasıl beceriyorsun bu kadar aşağılık olmayı ? Zor olmuyor mu,yorulmuyor musun yalan söylerken? Ben bilerek inanıyordum yalanlarına,sadece inanmak istediğim için.Aşıktım çünkü. Yalanlarına inandığım sürece yanımdaydın ve ben hep inanıyordum. Göz yumuyordum başka isimlere.Aptaldım çünkü. Ve şuan senden iğrenir durumdayım. Son yaptığını görmezden gelip geçemedi gözlerim. Hayatımın hiç bir parçasında adının baş harfi bile geçmiyor o günden sonra. Bizim kolyemizi başka boyunlar taşıyor artık.

Şimdi bir gülsen

Bir gülücük değil midir aradaki tüm kırgınlıkları, küslükleri yok eden ? Ufak bir tebessüm kondursan yanağına her şey düzelecek bunu biliyorsun fakat bildiğin halde hala o neşesiz suratın var perdeler önünde. Sen ne düşünüyorsun bilmiyorum ama ben o kadar çok şey düşünüyorum ki, gerçekleşse dünyanın en mutlu adamı olacağım. Şimdi sen bir gülsen, ben yanaklarına tonlarca öpücük kondurabilirim. Şimdi sen bir gülsen, bütün balonları gökyüzünde toparlarım. Şimdi sen bir gülsen, aşkı her gün tekrar yaşatırım sana. Şimdi sen gülmüyorsun ya ben her geçen gün özlüyorum sevinci, mutluluğu, kalbimin hızlanmasını, heyecanı...

Bir Ağaç Bin Yaprak

Şimdi sen sonbahar rüzgarında uçuşan yorgun yaprak, tutunduğun dalları bırakıp gidiyorsun. Seni, sen yapan hayatı bırakıp gidiyorsun. Terkedilmiş kaldırımda çürüyeceğini bildiğin halde gidiyorsun. Ben ki sana can veren ağaç, derdini kahrını çeken mutluluğunu paylaştığın canlıyım. Gitmeni her ne kadar istemesem de engel olamam buna, senin kararlarına karşı gelemem. Ama şunu unutma ki sen gittiğinde ben değişmeyeceğim gene o görkemli ağaç olarak kalacağım ben. Gene kaybedeceğim bir çok yaprağımı, her biri için üzüleceğim ama değişmeyeceğim. Yıllar geçtikçe bende elbet yaşlanacağım, yıpranacağım, yok olacağım. Sonra bir defter olup satırlarımı sana yazacağım.

Görmez Oldun

Şimdi bir o kadar uzaksın ki bana, dokunamıyorum yüzüne. Soluğunu hissedemiyorum beynimde, yaşayamıyorum seni, mutlulukla ilgili şeyler yazamıyorum. Gözlerin eskisi gibi değil, artık başka yüzler görüyor, başkalarını tanıyor, başkalaşıyor. Beni artık görüyor musun onu bile bilmiyorum, uzun zamandır göz göze gelmedik özlettin kendini. Özledim seni salıncakta sallamayı, özledim sana sarılmayı. Her gece arkandan dökülen göz yaşlarının haddi hesabı yok, kim verecek bunların hesabını ? Şimdi nasıl desem bilmiyorum ama bugün hangi çocukla bakıştın ?

Unutkanım Doğrudur

Aslında unutmak o kadar da kötü bir şey değil. 2 dk önce kavga ediyorum 2 dk sonra hiçbir şey yokmuş gibi hissediyorum, sanki az önce kalbi kırılan ben değilmişim gibi. Eskiye dönüyorum her dakikada yada daha doğrusu olmak istediğim zamana dönüyorum hani şu mutluymuşum gibi davrandığım dakikalara. Ben her sabah uyandığımda mutlu bir insana dönüyorum, geçmiş silik kalıyor benim yaşamımda. Bazen geçmişi o kadar çok unutuyorum ki gideceğim adresleri karıştırıp başkalarına uğruyorum. Bazen eskidiğini unutuyorum sabahları günaydın mesajı atıyorum sana, sanki hala bizmişiz gibi. Ve sonra kafama dank ediyor fırlatıp atılan günler geliyor aklıma. Oturuyor, düşünüyorum bir süre sonra bakmışım ki senide unutmuşum. Sonra sana bir mesaj atıyorum "Daha önce sizi sevmiş miydim ?" diye...

Hiç olmayan sevgilim

Hiç olmayan sevgiliye merhaba... Kalbim hiç yavaşlamamıştı bu kadar, yada hiç azalmamıştı bu kadar ışık odamda yada hiç bu kadar sensiz kalmamıştım yada ne biliyim, hani olur ya... ayrı tenlerde aynı dudaklar. Hiç yaşamadım onu ben Hiç yeteri kadar olmadın benim, yeteri kadar dolduramadım ciğerlerime seni... Şimdi senin yerine 3 dakika bile sürmeyen nikotini dolduruyorum ciğerlerime ismini yazmaya çalışıyorum o dumanın içine.. Gittiğinden beri soğuk derim... son bikez sarılamadım ya sana Ondan beri soğuk işte... Dakikalar sayıyorum artık, mesaj atman için. ama ondanda ümit yok artık Onu sevdiğini biliyodum da, inandırmak istemiyodum kendimi sonunda sen gösterdin bana, olması gereken şeyi, gerçeği... Duyuyorum da zaten hep onunmuşsun, hiç benim olamamışsın. Ama sana söz, nasıl gelmeden önce seni her gün rakı bardaklarında aradıysam Şimdi umudu arıycam o bardakların içinde... Ama siz yine kavga ederseniz, tartışırsanız söyle bana Ben bi yolunu bulup barıştırırım sizi, yapmadığım şey deği

Aşk Böyle Bir Şey

Baksana insanlara hepsi ne kadar bencil ne kadar kıskanç. Otobüste giderken hepsinin gözlerine baktığımda kötülük görüyorum. İyilik yok olmuş yer yüzünde. Bütün kirlilikten arınmış tek kelime var o da "Aşk", gerisi yalan gerisi düzenbaz gerisi boş gerisi yok. Aşk'ı da kirletmeyin, o sadece huzurun kelimesi olsun, mutluluğun kelimesi olsun. Kör olmuş kalbiniz, aşk'ı tadamıyorsunuz. Zaten onu bir defa yaşadın mı bağımlısı olursun, bırakamazsın. Ama bu sigaraya bağımlı olmak gibi bir şey. Her çekişte önce bir mutluluk gelir, kafan boşalır ama git gide zararı artar, hasta eder. Aşkta böyle işte ilk zamanlar her şey mükemmeldir, sonra zamanla sigaraya para yetiştiremediğin gibi aşk'a da ilgi yetiştiremezsin. İlgisiz kalır aşk ve bir süre sonra körelir ve sadelik kazanır. Aşk mükemmelliğin nirvanasıdır, ulaşmakta bir o kadar zor...

Bu gece de başbaşayıız

Resim
Yine geceye göz kırptım az önce, bu gece de başbaşayız orospu çocuğu dedim. O yine yok, yokluğu var.. Ne tuhaf amına koyayım, yanımda olmamana rağmen hala bir şeylerinle varsın. Sana temas edemiyorum ama yokluğun burda işte, hadi burda olmadığını kanıtlasın biri kolaysa? Bu sabah yine bir not yazmam gerekti. Kalem yazıyor mu diye elime şöyle bir karalayıverdım, yine adını yazmışım istemeden... En yakın arkadaşına sordum seni, o da bilmiyor. Nerdesin gerçekten? Söyle, vallahi gelip almayacağım. Göreyim yeter.. "Günaydın aşkım" diye yüzlerce mesaj var taslaklarda. Yazılmış ama yerine ulaşmamış mektuplar var sevgilim. Annem en sevdiğim yemeği yapıyor bazen ama ben 52 kilodan 45'e düştüm. Dün fark ettim de, 7 kiloymuşsun. Gözünden de düştüm, neyse o çok başka mevzu. Ne yaptın ben yokken? Hani sen hep bunu sorardın bana, "seni özledim" diye saçmalardım ben de. Özledim o günleri, çok. Neyse zaten önemsiz. Siz? Mutlu musunuz şimdi? Hiç benden k

Merhaba sevdiğim..

 Merhaba sevdiğim.. Her geçen gün biraz daha iyi tanıyorum seni.Ve bu yüzden hiç geçmesin istiyorum günleer.İlk tanıdığım günkü gibi kal istiyorum.Gerçek yüzünü görmek çok canımı yakıyor.Bilmediklerimi öğrenmek istemiyorum hakkında.Çünkü bildiklerim güldürebiliyor süratımı.Kulaklarımı tıkıyorum,senden nefret etmek istemiyorum çünküü.Duymamazlıktan geliyorum.İnsanlardan çok kendime yalan söylüyorum. Bir tarafa doğruları yazıyorum. Söylediklerini,hissettirdiklerini,dokunduğunu... Diğer tarafa yalanları,duymamazlıktan gelmeye çalıştıklarımı,başkasına gülümsediğini meselaa.Bana söylediğin o beyaz yalanlarını.Aynı anda idare ettiğin diğer kızları.Hepsini yazıyorum.Ve tüm doğrularımı götürüyor.Silip atıyor dokunuşlarını.Dokunduğun yer ürperiyor birden.Hissettiklerimi kapatıyorum bir odaya.Ben kitledikçe kapıyı daha da artıyor çığlıkları. Susturamıyorum.Söylediklerin bir bir çınlıyor kulaklarımda.Hani hatırlarsın belki, ''beybiiiim beybiiiim'' diye bağırmıştın parkın ortası

Teşekkürler Tanrım!

Teşekkür ederim tanrım bana beni anlayan birini yollamadığın için. Sayende neden bu kadar çok müzik dinlediğimi biliyorum, sayende hayatın tek parçası olmayı öğrendim, sayende yalnızlığımın sebebini öğrendim, sayende eve gelirken anlamasız düşüncelere kapılıyorum, sayende moral denen şey pek uğramıyor, sayende "Neden?" sorusuna cevap bulamıyorum, sayende tek arkadaşım şu satırlar. Teşekkürler tanrım!