Kara Gözlüm

Gözlerin mesela bakınca kendimi görebildiğim ve kendim olabildiğim tek yer. Ellerin mesela benim gizli cennettim, her karışına dokunduğumda o serinliği hissediyorum. Saçların, ah saçların beni benden alan en güzel diyarım, saçların o kadar uzundu ki bütün ruhumu saçlarına sarabilirim. Öyle sıkı sarmak istiyorum ki hiç bitmesin, kopmasın, sonsuz olsun. O kadar güzel hislerim var ki sana karşı bunları duysan çıldırabilirsin. Ben her gece hayallerimize dalıyorum o kadar derinden etkiliyor ki beni hissedebiliyorum uyurken bile hissedebiliyorum seni hissediyorum. Beş dakika ötemde olsan bile hissediyorum beş yüz kilometre ötemde olsan bile gene hissedeceğim seni. Sen bana öyle güzel güldün ki her gülüşünü zihnimde kazıdım. Öyle sıradan değil o gülüşler hiçbiri sıradan olamaz çünkü sen bana gülüyorsun bana bakıyorsun kara gözlerin bana bakıyor. Kara gözlümsün sen benim. O karanlıkta beni saklıyorsun bizi saklıyorsun orada o kadar çok sakladığın şey var ki hepsini bilmek istiyorum ben senin karanlığında boğulmayı değil karanlığındaki gizli kapı olmak istiyorum. Ben seni saçlarımda saklıyorum o karmaşada o telaşlı saç tellerimde sen benim dinlendiğim yuvamsın.
Seni o kadar çok anlatasım var ki sana sende kendine aşık ol istiyorum benim gibi. Ellerin buz gibi mesela kalbine koy elini benim hissetiğim gibi o sıcaklığı hisset istiyorum. Kendini tekrar keşfet her seferinde beni bul istiyorum. Sen sadece bende güzel ol istiyorum.
Geceye bir sigara daha yakarak devam ediyorum, bir önceki sigaramı öldürdüm. Geceye yeni bir şarkıyla devam ediyorum bir önceki şarkımı kapattım. Geceye senle devam ediyorum çünkü senden öncesi yoktu. 
Oda biraz soğuk ama içim sıcak seni her andığımda ateş kaplıyor beni. Adın geçse dudaklarımdan, susuyor. Kimseler duymasın. Gece biraz daha karanlık yıldızlar var sadece gökyüzünde işte sende benim karanlığımı aydınlatan bir yıldızsın sen ne kadar uzakta olsan bile görür bilirim ben seni.
Sen uyuyorsun ben izliyorum seni öyle güzel rüyalar görüyorsun ki görüyorum.
Tenim o kadar sıcak ki yanıyor içim.
Biraz daha devam edersem ortaya saçma sapan şeyler çıkacak blogu sonlandırıyorum
Kara gözlüm, en sevdiğin şiirle.
NAZAR
Gece, Leyla’yı ayın ondördü
Koyda, tenhada yıkanırken gördü.
“Kız, vücudun ne güzel böyle açık!
Kız, yakından göreyim sahile çık!”
Bakındı etrafına ürkek ürkek
Dedi: “Tenhada bu ses ne olsa gerek?”
“Kız, vücudun sarı güller gibi ter!
Çık sudan, kendini üryan göster!”
Aranırken ayın ölgün sesini
Soğuk ay, öptü beyaz ensesini
Sardı her uzvunu bir ince sızı
Bu öpüş gül gibi soldurdu kızı
Soldu, günden güne sessiz soldu
Dediler hep: “Kıza bir hal oldu!”
Ta, içinden geliyor hıçkırığı
Kalbinin vardı derin bir kırığı
Yattı, bir ses duyuyormuş gibi lâl
Sustu aylarca devam etti bu hâl
Sindi simasına akşamın hüznü
Böyle yatakta görenler yüzünü
Avuturlarken uzun sözlerle
O, susup baktı derin gözlerle
Evi rüzgâr gibi bir sır gezdi
Herkes endişeli bir şey sezdi
Bir sabah söyledi son sözlerini
Yumdu dünyaya elâ gözleri
Koptu evden acı bir vaveyla
Odalar inledi: “Leylâ, Leylâ !”
Geldi köy kızları, el bağladılar
Diz çöküp ağladılar, ağladılar!

Nice günler bu şeametli ölüm
Oldu herkese gizli bir düğüm
Nice günler bakarken dalgalara
Dediler : “Uğradı Leyla, nazara”.
Yahya Kemâl Beyatlı

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kezban Kızlar İçin 400 Özlü Söz

son sigarama kadar...

Kalbinden öpüyorum sevgiliim